"BU SAYILMAZ! TEKRAR OYNAYALIM..."

Çocuklar oyun oynarken işine gelmeyen, beklenti dışı bir şey olduğunda hemen eller yukarı kalkıp, "bu sayılmaz, hayır hayır, tekrar oynayalım" diye ısrar ederler. Bu talep bazen kabul edilir bazen de reddedilir. Reddedildiğinde, bazen omuzlar düşürülüp kabullenilir bazen de ısrar edilir ve nihayetinde kavgayla sonuçlanabilir. O yaşlarda tepkiler yüksek olur ama olayın etkisi çabuk geçer. 
istenirse çocuklar birbirini uyarır; "Mızıkçılık yapmak yok, yenilen kabul etsin!" şartıyla yeniden oyun kurulur. Bu anlaşma bazen yerini bulur bazen de benzer sebeplerle yine kavga çıkabilir. 
İnsanoğlunun tepkileri, büyüdükçe belki biraz azalır ama bu denemeler, "bu sayılmaz hadi baştan" demelerden pek vazgeçilemez. Her seferinde bıkmadan tekrar denemek elbette güzel. Ama büyüdükçe katılaşan insan, yeni yöntemler aramayı bırakıyor. Bildiğinde ısrar etmekte inatlaşıyor. Yani yöntemleri çesitlendirmektense, etrafındaki insanları, işini, eşini, arkadaşlarını değiştirmek daha kolay geliyor. Çünkü oyunun kurallarını kendi koymaktan vazgeçemiyor.
Sahnenin hem başrolü, hem senaristi, hem yönetmeni hem de izleyicisi olmayı isteyince 
işler o kadar da kolay yürümüyor. Seçenekler, yöntemler yerine insanlar değişince, sahne yavaş yavaş boşalmaya ve Tek Kişilik DEV GÖSTERİ olmaya başlıyor. Oysa insanlar birbirlerine muhtaç yaratıldı ve bu muhtaçlık kaliteli bir iletişimle, doğru algı ve doğru aktarımla iyi bir şekilde giderilebilir. Ama insan, yaşananlardan ders çıkarıp ilişkilerde doğru yöntemi bulmak yerine, bildiklerinde ısrar edip tekrar tekrar yanılmakta. Her seferinde aynı sahnede, aynı senaryoyu oynayacak yeni oyuncu arayışı devam ediyor. Gidenlerin giderkenki tepkileriyle gelenlerin daha ilk tartışmalardaki tepkilerinin o kadar benzemesine rağmen... 
Farklı kişiler, aynı öyküler...
Farklı olaylar, aynı sonuçlar...
Ve her seferinde; "Bu sayılmaz! Tekrar oynayalım" demeler...
Peki, sonra?
"Bilmem ki bu dünyaya ben niye geldim?"
"Hep aynı problemlerle uğraşmak için mi?"
"Hep aynı tarz insanları çekmek için mi?"
Oysa insan dönüp kendisine bir bakabilse...
Kendi gerçeğini bir görebilse...
Kendi değişmediği için o insanların ve o öykülerin değişmediğini anlayabilse...
Ve farkedebilse!
Aynı hamleyi yaparak farklı sonuç elde edemeyeceğini...
Ve görebilse!
En büyük dostun da düşmanın da aynadaki kişi olduğunu...


Yorumlar

  1. Tek kişilik dev gösteriyi 25 yil sürdürmüştüm. Çünkü normalin olmuştu. Sonra evlendim. Annem babama böyle davranınca ben de eşime böyle davranmalıyım sandım ve yanıldım... Sonra tartışma, uzaklaşma ve diklenme...
    Iyiki duydum gerçekleri...

    YanıtlaSil
  2. İnsanları değiştirmeye çalışmayı bırakabilmek... umuyorum ki başarabiliriz! bunu başarabilmek için kendi hatalarımı gerçekten görmem ve düzeltmeye çabalamam gerekiyor. Bu farkındalığa sebep olanlar ve çözüm yollarını da gösterenler... iyki sebebimsiniz...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder